Yazılı Fetva

Mezhepler arasındaki ihtilaflar zamanla sona erip birlik sağlanacak mıdır?

719
20.01.2024

Hocam mezheplerle ilgili bir yazınızda “Biz gerek Şiilerle ve gerekse diğer mü’min kardeşlerimizle ittifak ettiğimiz konularda bir arada ve iç içe oluruz. İhtilaf ettiklerimizi ise karıştırmayız. Karıştırıp düzelten olmamıştır. Hatta düzeltme maksatlı çalışmalar bile sonunda fitnenin daha kökleşmesine neden olmuştur.” dediniz. Peki, bu hep böyle mi devam edecek? Bir olamadıkça tam manasıyla güçlenip gelişemeyeceğiz ve Allah nurunu tamamlayacaktır ayetini nasıl yorumlarız? Bir zaman veya belki kıyamete yakın Şiilerle ihtilaf ettiğimiz konu kalmayacak mı?

İhtilaf ve farklılık bu ümmetin kaderidir. Hiçbir zaman bu ümmetin, Kur'an’ımızın ve sahih hadislerimizin çizgisini çizdiği temel konular dışında bir konuda “tek görüşlü, tek bakışlı” bir ümmet olması beklenmeyecektir. Esasen bu denli farklı görüşlerin bulunmasında da bir sıkıntı yoktur. Bu, büyük kâinat projesi ancak pek çok görüşün bir arada olması ile beşer takatınca yürütülebilir büyüklüktedir. Bu sebeple de farklı görüşlere ve farklı bakışlara rahmet nazarı ile bakmamız gerekmektedir.

Sorunumuz, içimizde farklı düşüncelerin, mezheplerin olmasında değildir. Sorun, insanların düşüncelerini, mezheplerini dinin konması gereken yere koymalarındadır. Mesela bir kısım mü'minin Ali radıyallahu anhı daha fazla sevmesinde ne sakınca olacak? Sevsinler ve onlar da Şii olarak anılsınlar. Bu kadar basit görebiliriz bunu. Yalnız SADECE ALİ mantığına bürünmüş ve İslam’ın yerine de kendi ekollerini ve kaymalarını oturtmuş bir anlayışı kabul edemeyiz. Buna itirazımız olur. Zira bu anlayış bizi, İslam’ın yerine oturabilir ve onu lağvedebilir bir anlayışı kabule götürür. Bunu kabul edemeyiz, böyle bir mezhebi içimizden çıkmış dinimizi yaşamaya yönelik bir gelişme, gayret anlayışı olarak göremeyiz, görmeyiz. Bu, içimize sızmış bir şeytan projesinden başka bir şey değildir bu takdirde.

Anlaşılan odur ki, biz namaz kılıp kılmadığımızla sınanacağımız gibi ihtilafla da sınanacağız. Ana çizgimiz olan Ashab-ı Kiramın çizgisini ne kadar koruyup kolladığımızdan imtihan olacağız. Bin bir mezhep de çıksa biz onlardan biri ile anılsak da neticede, Ashab-ı Kiramın izinde olacağız. Tek kalsak da, çilesini omuzlansak da, bu uğurda dünyayı kaybetsek de izimiz o iz olacaktır. Kendimizi hiçbir şekilde “Müslüman” isminden başka isme izafe ettirmeyeceğiz. Bu, bizim  imtihanımızdır. İmtihanımızı da kazanacağız biiznillah. Bunun için varız. Bir düşman belasını bela olarak görürken iç bünyemizi kemirebilecek böyle bir imtihanı yok kabul edemeyiz. Bu ümmet ihtilafla, farklılıkla imtihan olmayı başarmak zorundadır. Ümmetimizin önünde duranlar ihtilaflarla yaşamayı öğretmelidirler, kendileri de örnek olmalıdırlar. Abdesti öğretip abdestin yerine geçebilecek teyemmümü de öğrettikleri gibi bir arada olmanın esas olduğunu ama farklılığa rağmen ümmet olmanın yine mümkün olduğunu da öğretmelidirler. Bunu bilmek ve yaşamak zorundayız. Allah’a emanet olunuz.

Nureddin Yıldız