Video Fetva

Uzay çağında keramet

10572
30.07.2010

Uzay çağında keramet

Bir peygamberin, normal şartlarda insanların yapamayacağı işi yapması, yani Allah’ın ona yaptırması ‘mucize’ olarak adlandırılır. Pek çok peygamberin mucizesi Kur’an-ı Kerim’de bize bildirilmiştir. Yani olağan dışı, normalde insanların beceremeyecekleri şeyleri bir peygamberin elinde göstermesi veya çevresinde göstermesi ‘mucize’dir. Peygamberlerin dışında Allahu Teala’nın salih kullarının, veli kullarının olağanüstü bazı olayları gösterdikleri veya onların etrafında böyle olayların olduğunu da görüyoruz, buna da ‘keramet’ denir. Biz kerametin, yani Allah’ın salih kullarının elinde olağanüstü olayların olmasının mümkün olduğuna, doğru olduğuna inanıyoruz; keramet haktır.
Hangi keramet haktır? - İnsanların teknolojiyle veya beyin gücüyle yapamayacakları bir şeyi Allah’ın salih kullarından birinin göstermesi haktır, bu olmuştur. Eski ümmetlerde de keramet olayı vardır, bu ümmetin de salih kullarının veli kullarının kerameti vardır. Ancak keramet, bir okul mezunu olup o okulun diplomasıyla bir noktaya, bir işe gelindiği gibi belli bir süreçten sonra Allah’ın bazı kullarının geldikleri bir makamdan dolayı o makamı belgelemek için gösterdikleri olay değildir. Bunu ben tekrar değiştirerek söyleyeyim; keramet, peşinde koşulan bir diploma gibi değildir. Hiçbir velinin, salih insanın keramet göstermek gibi bir derdi yoktur. Buna rağmen Allah kimi kullarına keramet göstertmeyi lutfedebilir, buna inanırız. Ama günaşırı keramet gösteren, bunu da dillere destan hale getirenin kerametinin doğruluğundan tereddüt edebiliriz. Çünkü keramet gösterme gayreti keramete engeldir. Herhangi bir asırda Allahu Teala’nın kullarından birine başkalarının yapamayacağı bir işi ihsan etmesi mümkündür, uzay çağında da mümkündür, teknoloji çağında da mümkündür. Ancak keramet büyüklük ispatı için olmamalıdır, Allah’a yakınlık ispatı için olmamalıdır. Keramet Allah’ın lütuflarından bir lütuftur.
İki şeye vurgulama yapmamız lazım; ashabı kirama ait, onların yaşadığı hayatla ilgili çok önemli ayıntılar bize ulaşmıştır. Yüzlerce olay vardır ama keramet denebilecek olay sayısı ashab-ı kiramda azdır, çünkü onlar en büyük keramet olarak Kur’an-ı Kerim’i yaşamayı, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin peşinde gitmeyi görmüşlerdir. Bu asırda, uzay çağında ve bütün çağlarda en büyük keramet Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin peşinden gitmektir, bunu başarmak en büyük keramettir, en zor keramettir. Uçmak, kaçmak, avucunun içinde harikalar göstermek en kolay kerametlerdendir.

Nureddin Yıldız