Yazılı Fetva

Suudi Arabistan, İslam Devleti midir?

11703
10.08.2015

Suudi Arabistan bir İslam devleti midir?

İki mübarek şehir Mekke ve Medine’nin içinde bulunduğu toprak parçasına adını veren Suudi Arabistan Devleti, adından da anlaşılacağı gibi Suud ailesinin hükümranlığında bir devlettir. Krallıkla yönetilmekte olan devletin, bütün diğer halkı Müslüman olan ülkelerden farklı tarafları vardır. Dışarıdan izlendiğinde başka, içeriden tahlil edildiğinde başka şeylerle karşılaşmak mümkündür. Suudi Arabistan hakkında şu tespitleri yapabiliriz: Suudi Arabistan, Suud ailesinin, Osmanlı Hilafetine baş kaldırması ile kurulmuş bir devlettir. Baş kaldırmadan, devletin kurulmasına kadar olan süreç, İngiliz kışkırtması ve desteği ile tamamlanmıştır. Dolayısıyla devlet, İngilizlerin kurdurduğu bir devlet olma özelliğine sahiptir. Yirminci asrın başlarından itibaren Amerika da Suudi Arabistan’da söz sahibi olmuş, özellikle ellili yıllardan sonra sözü daha güçlü olmuştur.
Suudi Arabistan’ın, Mekke ve Medine’den ötürü özel bir konumu olduğu herkesçe bilinir. Bunun için de, Kur’an’la hükmeden bir devletin orada bulunması uygun görülmüştür. Gerçekten de Suudi Arabistan, en az Osmanlı kadar, İslam’la renklendirilmiş bir devlettir. Her şeyde İslam önceliği vardır. Kraliyet ve kraliyeti birinci dereceden ilgilendirebilecek konular dışarıda tutulursa, hemen hemen her yerde İslam’a göre olma niteliğini gözetlemek mümkündür. Eğitimden ticarete, camiden düğüne kadar her yerde, dinden kaynaklanan görüntü vardır.
Ülkenin en önemli gelir kaynağı olan petrolün nasıl işletilip, servetin ne yapıldığı hakkında kimsenin soru sorması veya bir araştırma yapması mevzu bahis olamaz. Bu iki engele takılır: Biri, kraliyetin özel konuları engeli, diğeri de Amerikan menfaatleridir. Bu yüzdendir ki, büyük zenginlerle sefiller aynı şehirleri paylaşırlar orada. Suudi Arabistan, Mekke ve Medine’yi topraklarının doğal bir parçası olarak gördüğünden, bir milyardan fazla Müslüman’ın hac ibadetini eda etmesi için gerekli olan yatırımları, istediği gibi, istediği zamanda yapar. İslam Konferansı Örgütü üzerinden göstermelik bir iki danışmanın dışında, bu iki merkeze asla müdahale ettirmesi söz konusu olmamıştır. Eğer biz niyetlere bakmayacak ve kimsenin neyi neden yaptığını karıştırmayacaksak, Suudi Arabistan bir İslam devleti görüntüsündedir. Vahhabilik ve selefilik gibi iddialar, dikkate almaya değmeyecek kadar yüzeysel değerlendirmelerdir.

Nureddin Yıldız