Mektuplar

Kadının Çalışması İçin Yapılan Mahalle Baskısı ve Bugünün Âsiyeleri

23977
20.09.2014


Selamünaleyküm pek muhterem hocam. Allah sizden razı olsun. Evini adeta bir saray, muhkem bir kale edinen mümine hanımlar için Allah tarafından gönderilmiş bir nimet olduğunuzu düşünüyorum. Kalpleri evirip çeviren rabbimizin, bizleri dini üzerinde sabit kılmasını diliyorum. Hocam, ben geçen sene liseden hemşire olarak mezun oldum fakat ailemle istişare ederek çalışmamaya karar verdim ve şu an hiçbir sıkıntım yok Allah’a bin şükür. Fakat bir din görevlisinden bir öğretmene, bir ev hanımından bir işçiye varıncaya kadar herkes benim bu kararımı yadırgıyor. Onların görüşüne göre kadın çalışacak, erkeğin eline bakmayacak. Ben ise sizin, kadının çalışması konusunda sohbetlerinizde bahsettiğiniz değerleri benimsiyorum. Kadının asıl görevlerinin; iffetini koruması, evli ise eşi ve çocukları ile ilgilenmesi, değil ise kendini geliştirmesi vb... Fakat insanlarla konuşmaya başlayınca, kendimi bu sözleri söylemekten geri çekiyorum. Korkuyorum. Ya ben bu değerleri bir gün unutursam, ya fikirlerim değişirse ya da çalışmak mecburiyetinde kalırsam? Benden birkaç yaş küçük kızlara öğüt vermek istiyorum. Fakat aynı düşünceler yine beni sıkıyor. Bu durumda ben ne yapmalıyım? Bu düşüncelerim, aşırı kuşku mu içeriyor yoksa susmaya devam mı edeyim? Dualarınızı bekliyorum.


Selamünaleyküm.
Değerli kızım,
‘Kadın kocasının eline bakmayacak, çalışacak’ diyenler, Rablerinin huzurunda rezil olacakları sözleri söylemektedirler. ‘İşçi kadın’ isteyenler, sömürgeci Avrupalı kafası taşımaktadırlar. Peygamber aleyhisselam efendimizin ‘paraya pula tapınan sürünsün!’ sözü, korkarım onlar için geçerli olacaktır.
Kızım, biz mü'miniz. Hayatımızı imanımıza göre ayarlamaya mecburuz. Mezarda nasıl olacaksak/olmak istiyorsak o mantıklı bir hayat yaşamaya mecburuz. Buna göre de kadın, sadece kadın olmalıdır. Evinin kraliçesi kadınlar istiyoruz biz. Allah onlardan razı olsun. Ümmetimizin onuru ve umudu o kadınlardır. Paraya tapınan kadınlardan, Allah’a kul olan nesil nasıl bekleyeceğiz biz? Defalarca yazıklar olsun kadınlarını işçileştirmekte, madden ve manen sömürmekte sakınca görmeyenlere. Defalarca yazıklar olsun. Buna kapı açanlara, kötü örnek olanlara da yazıklar olsun. Her işi bitirmişler gibi bir de kızlarımızı süründürecek-sömürecek projeler üretenlere yazıklar olsun.
Kadınlarımız, kızlarımız bir ‘aybaşı’ beklerlerdi. Şimdi ise onları, ikinci bir ‘aybaşı’ daha bekler yaptılar. Birinci bekledikleri aybaşı, onların kadınlığı ve anneliğinin simgesi idi. İkinci bekledikleri aybaşı ise cüzdanlarına koyacakları birkaç liralık maaşın simgesinden başka bir şey değildir.
Yalnız kızım, senin bitirdiğin okulla elde ettiğin mesleğin olan hemşirelik, mübarek bir iştir. İş olarak değil de, Rabbinin rızasını kazanacağın bir meslek olarak onu, en azından evlenip çocuğun oluncaya kadar yapabilirsin. İbadet niyeti ile bile yapsan değer o iş için. Evine yakın, iffetini koruyabileceğin bir yerde hemşirelik yapabilirsin. Kendini koruyamayacağını zannedersen yapma.
Bir hastanın duasını almak var ya, çok büyük bir kazançtır. Ölçülerini koy ve bir yerde hemşirelik yap. Mesela, zaruret hali olmadığı sürece gece nöbeti tutma. Mesela bebeklerin bölümünde çalış. Artık iffetini koruyarak nasıl yapabileceksen. Sen o mesleğin ince ve kırılgan noktalarını bilirsin. Ona göre bir inceleme yap ve çalış. Paraya ihtiyacın yoksa sadaka verirsin. Mecbur değilsin ama, insanlığın bir iğneye ihtiyacı olduğu zamanda yaşıyoruz.
Sana dualar ederim kızım. Ümmetimin yüz akı ve yarınki umudusunuz siz. Allah sizden razı olsun. Bin bir kötü haberin akabinde senin gibi mü'min bir kızın yazısını görünce, yıllar sonra umreye gidip Kâ’beyi gören bir mü'min gibi seviniyorum. İçimden meleklerin duyacağı, hasretimi dillendiren ve sabahlara kadar terennüm ettiğim bir dua olarak diyorum ki:
‘Rabbim!
Firavun’un sarayından bir Âsiye çıkardın. O Âsiye’ye de büyük lütuflarda bulundun. Bu ümmetin, bu kadar çileli ve hercümerc zamanında, onca tuzağı ve hileyi aşarak Sen’i ve rızanı bulmaya çalışan şu genç kızları, ümmetimizin Âsiyeleri olarak kabul buyur. O Âsiye’ye ihsan ettiklerini bunlara da ihsan et. Firavunsa, bizim dünyamız da Firavun doldu. O zaman ne varsa şimdi fazlası var. Musa’n ve Harun’un dolmuş taşmıştı. Biz de dolduk taştık. Boğulmamıza ramak kaldı. Umutların tükendiği bir zamanda, rahmetinle bize yetiş Rabbim! Kızlarımızı Âsiyelikle ihya et.’
Sana dualar ederim kızım. Allah Teâlâ seni, anne babanı ve müstakbel hayatını mübarek kılsın.
Selamünaleyküm.
Nureddin Yıldız

Nureddin Yıldız