Yazılı Fetva

Birbirlerinin hatalarını görmezden gelen arkadaşlar ne yapmalıdır?

4405
25.12.2018

Hocam ben bir üniversite öğrencisiyim. Allah nasip etti ve bu üniversitemizde Allah'ı seven ve Allah'tan korkan bir grup öğrenci arkadaş edindim. 3 sene kadar evvel hayatımda ilk defa böyle bir arkadaşlık halkasına dâhil oldum. Bunun için ne kadar nasipli olduğumu düşünüp sürekli şükürler ettim. Böylesine arkadaşlara sahip olduğum için ne kadar mutlu olduğumu anlatamam size. Birbirini Allah için seven, tüm topluma dinimizi hâkim kılamamış olsak da en azından kendi arasında dini üstün tutan, birbirinin hatasını görünce düştüğü yerden arkadaşını tutup kaldıran bir grup gençtik biz. En azından rüyamız böyle olmaktı.

En büyük mutluluklarımdan biri de bu halkanın fakülte içerisinde örnek teşkil ediyor olması. Henüz İslami hassasiyeti olmayan arkadaşlarımızdan (yeri gelince hocalarımızdan dahi) bu minvalde sözler duyuyoruz. "Siz sakallı gençler bir farklı oluyor, çok saygılısınız bize karşı." diyen hocamız olmuştu mesela. Allah bizden önce o hocamızın stajından geçip de bizleri böyle güzel temsil eden arkadaşlarımdan razı olsun. O an ümmetim adına ne kadar gururlandığımı kelimelerle ifade edemiyorum. Fark ettim ki insanlar bizi, biz fark etmesek de takip ediyor. Birkaç defa kendi başımdan geçen olayda fark ettim bunu. Çocukluğunda ve gençliğinde hiçbir eğitim verilmediği için namazın dahi ne olduğunu bilemeyen birçok öğrenci yeri gelip şahit olunca bir şeyi neden yaptığımızı soruyorlar. Ben de elimden gelince onlara İslam'ın adalete ve ahlaka verdiği önem üzerinden anlatıyorum meseleleri, kardeşlerim de böyle yapıyor. İstiyoruz ki en azından seneler sonra bile akıllarında 'Müslümanlar böyle güzel insanlardır' diye bir yargı kalsın.

Allah'ın peygamberler hariç masum kulu yoktur, elbette bizler de günah işliyor yanlışlar yapıyoruz, lakin Elhamdülillah, bu durumda birbirimizi uyarıyoruz ve uyarılan kişi de yanlışının farkına varıp kendisini düzeltiyor. En azından şimdiye kadar bu böyleydi.

Bu eğitim dönemi başladığından beri son birkaç aydır neden bilemiyorum bir bozulma başladı gibime geliyor. Artık birbirimizi uyaramıyor, uyardığımızda da sonuç alamıyoruz.

Bir mesele üzerinden anlatmak istiyorum durumu. Biliyorsunuz üniversitelerde öğrencilerin birbirleri yerine imza attırması, yoklama vermesi gibi bir mesele hayli yaygındır. Biz bu işe bulaşmadık "Aldanmayız, Aldatmayız" ilkemiz gereğince. Bahsettiğim kesimden bu meseleyi gelip soranların sayısı o kadar fazla ki. Hepsine de biz Müslümanların böyle bir şey yapamayacağını anlattım. Dinimizin bu konuda hassas olduğunu, güvenilir olmanın önemli olduğunu. Hatta biri siz çok dürüst insanlarsınız diye bir itirafta dahi bulunmuştu. Bu dönemin başında olan oldu ve bizim içimizde de böyle bir furya başladı. Bunu yapan bir kişiydi sadece. Defalarca uyardık hep beraber. 2 ay sürdü bu süreç ama yine de vazgeçmedi. Üstelik bu herkesin önünde yapılan bir yanlış olduğu için, koruyalım diye didindiğimiz Müslüman genç imajı zarar görmeye başladı. Öyle ki bunun neden yanlış olduğunu (biri sorduğu için) yine anlatırken "ama falanca yapıyor" şeklinde bir çıkış aldım. Ne diyeceğimi bilemedim, utandım.

Bugün size bunu yazmamın sebebi bir kişiyle başlamış bu meselenin ilerlemiş olması. Maalesef en başında tek başına olan bu kardeşimizi beraber uyardığımız kişiler bile bu işi yapmaya başladı.

"Tek başıma kalsam da Allah benimle beraberdir, yürürüm ben diğerlerine ne bakayım ki? " de diyemiyorum zira oluşturmaya çalıştığımız Müslüman genç profilinin ahlaki değerlerini insanların, ümmetimden ve dinimizden alıp bana vermesinden endişe ediyorum. Bir gün gelir de "Müslümanlar çok ahlaklı insanlardır" algısı kendisinin hidayetinde bir rol oynar diye umut edip buradan kendimize mükâfatını Allah'tan isteyeceğimiz paylar çıkardığımız insanlar "falanca ahlaklı bir insandı işte" diye geçiştirmesinler meseleyi istiyorum.

Ne yapmam gerektiğini bilemedim, size sormak istedim. Yeri geldi en sert şekilde uyardım, yalan beyanda bulunulduğunu bunun da Efendimizin (s.a.v.) münafıklık alameti diye nitelendirdiği şeylerden olduğunu dahi söyledim ama nafile. Bugün bir kaç kişi dışında herkes bunu yapıyor oldu. Artık ne yapayım, ne diyeyim, nasıl düşüneyim bilemiyorum.

Vaktinizi çalmaktan imtina ediyorum. Önemsiz bir mesele yüzünden hakkınıza girdiysem lütfen hakkınızı helal edin hocam.

Allah'a emanet olun.

Güzel gencim,
Mü'min haramda yoktur,
Hilede yoktur,
Tuzakta yoktur,
Aldatmakta yoktur,
Alay etmede yoktur,
Onur kırmada yoktur,
İftirada yoktur,
Zulümde yoktur,
Haram yemede yoktur.
Tek kalsa da bu dünyada yoktur oralarda.

Nureddin Yıldız