Video Fetva

Allah cennetleri niye böldü?

8559
24.05.2012

Allah cennetleri niye böldü?

Allah kanun koymuştur. Nedir bu kanunu? Ne istiyorsan onun bedelini ödeyeceksin. Öyle, sen öldün, oğlunun da tanıdık hafızları vardı, onların da sesi güzel arkadaşları vardı. Toplandılar, sen mezara kondun, sonra açtılar ağızlarını okudular ettiler bir şeyler. Ondan sonra da, haydi kaldır elleri şimdi. Âmin; Ya Rabbi, bu adam var ya, bunu böyle sıradan cennete razı değiliz -sesi güzel hafız çünkü bunlar- Firdevs, adn cennetleri… oralardan bir yer ayıralım. Sonra, peygamberinin yanı başına hemen, hemen yanı başına, öyle uzak parsellere de razı değil, yanı başına… Ebu Bekirlerle, Ömerlerle, Alilerle sarmaş dolaş muhabbetler. E bu kadar da hafızın ricası da geri gönderilecek hali yok, velhamdü lillahi rabbil âlemin... Bu, tiyatroda böyle olur. Kanunu ne Allah’ın? Ne istiyorsun, dilekçende ne yazıyor? Firdevs. Allah cennetleri niye böldü? Niye birine Firdevs, birine adn diyor? Niye Kevser diye bir nehir var? Niye? Niye biliyor musun? Biri geldi, ‘Ya Rasulullah, üstümdeki gömleğim hariç her şeyim fedadır Allah için’ dedi. Biri de saydı saydı, eski paralardan bir tanesini çıkarıp verdi. 5 verecek ama eski para olsun yine de, neyine gerek, yenisi daha cazip duruyor. Olur ya tedavülden kalkar, o arada sadakaya gitmiş olsun. Aynı mı ikisi, aynı mı? Biri namaza durdu, ayağına batmış ok parçasını çıkardılar namazda, anlamadı. Öbürü de namaza durdu, filan yere sakladığı paranın nerede olduğunu hemen hatırladı. Birinin çocuğu öldü, ‘bunun daha dedesi yaşıyor 85 yaşında, bu 8 yaşında çocuğun canını niye aldı Azrail?’ dedi. Öbürü de attan düştü, doktorlar kangren oldu diye ayağını kestiler, o acıyı unutmadan oğlu öldü. Açtı ellerini, ‘Rabbim!’ dedi, ‘Dört çocuğum vardı birini aldın, üçünü bıraktın. Ellerim ayaklarım dört uç organım vardı, birini aldın, üçünü bıraktın. Sana şükredilmez de, ne edilir Ya Rabbi’ dedi. Bir bu… Bir de çıban çıktı parmağında, tam düğüne üç gün kala, toplantıya üç gün kala ‘yahu pansumanla mı dolaşacağız, ne bu çektiğimiz, mikrobik dünyada yaşıyoruz’ diye fırtına koparıyor. Aynı mı? Bu fark nereden kaynaklanıyor? Müracaat ettiğin daire kuzeye bakıyorsa 40 lira istiyor senden firma, güneye bakıyorsa, daha çok güneş göreceği için 45 lira istiyor. Bir deprem kararnamesiyle yerle bir edilecek dairenin bile kuzeye bakanıyla güneye bakanının fiyatı farklı. Bir de, benim, hayatta anlamadığım komik işlerden biri; belediye uyduruk bir park yapar, nerede bir melanet, deli varsa o parkta toplanırlar. Parka bakan daireye de şerefiye vergisi alıyorlar. Sen parka bakıyorsun diyorlar. Zaten uyunmuyor burada parktaki gürültüden, üstüne devletin tazminat ödemesi lazım buraya, şerefiye vergisi alıyor bir de. Dünyada bile, aslı çöplük olan, Karun’a bile kalmamış olan şu dünyada bile parka bakan dairenin fiyatı farklı. Kuzeydeki daire çok rüzgâr alıyor diye daha ucuz. Herkes güney tarafından daire almak istiyor. Cennette bu farklar nereden belli olacak? Makamı Mahmut’un sahibiysen, böyle yapıyor Allah. Milyarlarca mü’min, her gün beş defa, kıyamete kadar yüzlerce milyarı aşacak bir şekilde, اللهم رب هذه الدعوة التامة والصلاة القائمة آت محمد الوسيلة والفضيلة والدرجة الرفيعة وابعثه اللهم مقام محمود Yüzlerce milyar kere kıyamete kadar, ‘Allah’ım Muhammed’e vesile ver, Makamı Mahmut’u ver.’ Nedir Makamı Mahmud? Allah’a en yakın makam kıyamet günü. Milyarlarca, yüz milyarlarca kere bu söylenecek, bunun önceden bedelini ödedi de gitti, onun için bu dua hak edilmiş bir duadır. Öyle cenazeden sonra ağıt yakmakla, ey köyümüzün çeşmesinin yapılmasında katkısı bulunan filanca mübarek ölü… Bırak bu edebiyatları, bırak! Güya köyün çeşmesi yapılırken proje katkısında bulunmuş, dev hayır sahibi mübarek! Bu bedeller böyle ödendi de, Makamı Mahmut’un sahibi Muhammed olarak Allah’a gitti, sallallahu aleyhi ve selem.

Nureddin Yıldız