Yazılı Fetva

Evlilik için dua etmek Allah'ın takdirine teslim olmanın bir yolu mudur?

1082
17.03.2024

Hocam otuz iki yaşında bekâr ve memur bir kız kardeşinizim. Tesettürüme elimden geldiğince dikkat ediyor, ibadetlerimi yerine getiriyorum. Evlilik için, birbirimize dünyamızı ve ahiretimizi güzelleştireceğimiz, birbirimizi cennete hazırlayacağımız bir eş ve evlilik diliyorum dualarımda. Bu yaşıma kadar benim için bir görücü dahi gelmedi. İş arkadaşlarımın vesilesi ile tanışıp görüştüğüm kişiler oldu ancak namaz alışkanlıklarının olmaması nedeniyle bir daha görüşmedim hiçbiriyle. Bazı arkadaşlarım kendi eşlerinin evlenmeden önce namaz kıldıklarını ancak evlendikten sonra bıraktıklarını ya da tanıştıklarında kılmıyorken sonradan namaz alışkanlığı edindiklerini, sırf bu nedenle direkt kestirip atmamam gerektiğini söylediler ama bu konuda taviz vermek istemedim. “Evlilik kaderdir ancak kul da bu konuda çabalamalıdır.” şeklinde ifadelerle karşılaşıyorum. Bir kız olarak nasıl çabalayabilirim ki? Ben sadece hayırlısını dileyerek, eğer evlilik hakkımda hayırlıysa nasip olsun diye dua ederek hayatıma devam ediyorum. Bu çabasızlık mıdır? Biliyorum Allah neyi takdir ederse en hayırlısı da odur ama evlenenin imanının yarısını tamamlamış olduğu hadisi geliyor aklıma, bundan ve anneliğin, bir evlat yetiştirmenin sevabından mahrum mu kalıyor evlenemeyenler? Bu imtihanı doğru yönetmenin yolları nedir, nasıl hareket etmek mümince bir davranış olur? Bana dua eder misiniz?

Bizim istediğimiz şeyler, kendimizin, toplumun uygun gördüğü zamanda gerçekleşmediğinde biz onu “geç kalmış” olarak varsayıyoruz. Ama kime göre bu geç kalış? Evlenmenin yaşı olduğunu kim söyledi? Bu hayatta kimin her istediği, istediği zamanda ve şekilde olmaktadır ki? 
Biz, bize uygun görülen kaderi yaşıyoruz. Daha farklısını daha uygun daha hayırlısıymış sanırız ama öyle olup olmadığını da bilemeyiz. Bizim yararımıza sandığımız işler tam tersi zararımıza da olabilir. Bu sebeple biz kul olarak elimizden geleni yapar ve gerisini Allah'a salmanın rahatlığı ve ferahlığı içinde oluruz. 
Şeytanın tek bir meseleye odaklatıp içini kemirmesine izin vermemek adına boş kalmamaya çalış. Her an vaktini farklı işlerle doldur ki kederlenmeye zamanın kalmasın.

Belli bir yaşa kadar evlenememek, evlenmeye dair tüm kapıların kapandığını göstermez. Hiç beklemediğin bir anda huzurlu bir evlilik yapabilirsin. Bu sebeple en güzeli, en rahatı teslim olabilmektir. 
Hayata daha geniş bir perspektiften bakmaya çalışalım. Olmayana değil olanlara bakıp daha fazla odaklanmamız gereken işler, nimetler olduğunu hatırlayalım.
Elbette dua etmeyi de ihmal etmemek lazım.
Evlenmek onca önemine binaen hayatımızın olmazsa olmazı değildir. Kimin ne zaman ve kiminle evleneceği bizim için meçhuldür. Buna göre siz ölümcül bir hastalığa yakalanmış biri gibi değilsiniz.
Bir başka mesele de evlenmiş olmak huzurun teminatı da değildir. Evli olduğu hâlde bekârlara imrenen ve boşanmak için her şeyi feda edenleri de düşünmek gerekir. Neyin kime hayır olduğunu bilemeyiz. Mevcut durumu en iyi şekilde yaşamak için gayret edelim. Yarın iyi bir evlilik günü olabilir. Evlenmemiş olmak en iyi hâlimiz olabilir.

Konuyla ilgili sitemizde yayınlanmış olan şu mektup da içinizi rahatlatacaktır: 

Kızım,
Bir zamanlar Firavun denen zalim vardı. O da karısını en büyük harama zorluyordu. O ise, Allah'ı her şeyin üstünde tuttu. Firavun'un dediğini yapmadı. Öldü, parça parça edildi yine yapmadı. Neticede ise o kadın, bütün mü'minlerin annesi, cennetin en öncesi olarak Rabb’ine gitti. Firavun cehennem kütüğü, o da cennet kuşu oldu. İkisi de ebediyet sahibi oldular. Biri cehennemde ebediyet kazandı, diğeri cennette…
Kızım, gayet esef verici bir hâle zorlanıyorsun. Hem de annen tarafından. Becerebilirsen sen de kazanırsın; ebediyetleri kazanman mümkündür. Sabret ve kazan. Sana kısaca şu tavsiyeleri zikredebilirim:
A- Evlenmeyi sen de ciddiye al, vakti gelince evlenmeye hazırlıklı ol. Çok güzel ve akıllıca döşünmüşsün. Sokağa çıkıp aday arayacak değilsin elbette. Rabbinin sana yazdığı nasibin seni er veya geç bulacaktır. Buna iman et, hiç şüphen olmasın. Ne kendini sal ne de içine kapan. Helal sınırları içinde dengeli bir siyasetin olsun.
B- Annen ve babana her şeye rağmen nazik davran. Asla taviz verme. Onların sözüne aldırma ama nezaketini de bozma. Neticede onlar senin asıllarındır. Bir gün onlar da söylediklerine pişman olacaklardır. Kaba konuşma, hakaret etme. Nezaketle dik dur, dimdik dur.
C- Vaktini dolu dolu geçirmeye bak, boş denebilecek işlerle vakit öldürme. Oku, yaz, araştır ama boş kalma. Büyük ideallerin insanı olmaya bak. İbadetlerini aksatma. Kuran oku. Dua et.
D- Kızım, o kadının adı Âsiye idi. Binlerce sene oldu o bu dünyadan gideli. Şimdi de Rabbin seni Âsiye yapmak istedi ise sakın bu fırsatı kaçırmayasın. Gayret et, sen de Âsiye ol. Binlerce sene yaşa. Cennet kuşu ol, Rabbini bul. Sakın umutsuz kalma. Sakın korkma. Sakın incinme. Sakın ağlama. Ne olacak yüz yıl bekâr kalsan, ne olacak? Allah'ın razı olmadığı bir hayat olduktan sonra evli olsan ne olur bekâr olsan ne olur? Büyük düşün kızım, çok büyük düşün. Sakın kendini yalnız zannetmeyesin, melekler seninledir. Seni onlar da heyecanla izlemektedir. Sakın onları incitmeyesin.
Sana dualar ederim kızım. Rabbim seni korusun ve yüceltsin. Sen de bana dua et.

H. B.