Video Fetva

Hafızlık şart mı?

9246
06.12.2010

Hafızlık şart mı?

Bir insanın Kur’an’la buluşması, Allah’la konuşmasıdır. Allah’la konuşmak kadar, O’nu dinlemek kadar, O’na münacaat/yalvarmak kadar lezzetli ne olabilir? Allah’la konuşmak ve O’nun bütün kelamını levhi mahfuz’da aslı bulunan Kur’an’ını ezberleyerek Allah’ın huzuruna çıkmaktan daha büyük ne olabilir? Çocuğun, büyüğün, kadının, erkeğin, gencin, ihtiyarın Allah’ın kitabını ezberlemekten daha büyük erebilecekleri bir fazilet olabilir mi? Şüphesiz Allah’ın kitabını okumak harika. Allah’ın kitabını ezberleyerek okumak ‘harika’yla bile ifade edilemeyecek kadar muhteşem bir şey. Ama Allah’ın kitabını ezberlemek, Fatiha suresinden Nas suresine kadar ezber okumak, olsa olsa mucizeyle ifade edilebilir, muhteşem bir şey. Ancak Müslümanlığın şartlarından biri değil. Çünkü Müslümanlığın şartı Kur’an’ı yaşamaktır. Allah ne diyor, ona göre yaşamaktır. Kur’an’la amel etmek, Kur’an’ı ezberlemekten önemlidir. Kur’an’la amel etmek, üzerine bir de Kur’an ezberi bulunursa onu ifade edecek bir deyim bulmak zor. Ancak, hem Kur’an’ı ezberlemiş ol, hem de Allah’ın kitabından fersah fersah uzak kal; bunun adı afettir. Bu bir çöküntüdür. Bunun için hedefimiz, çocuklarımızın üzerinde hatta kendimizin üzerinde Kur’an’ı ezber bilen, Allah’ın kitabını Fatiha’sından Nas’ına kadar ezber bilen Müslümanlar olmaktır, çocuklarımızı böyle yetiştirmektir. Bunu başaramazsak becerebildiğimiz kadar, bir suresi kar, iki suresi kar, üç suresi çok kar, dört suresi kar üstü kar, on suresi, yirmi suresi, elli suresi… Bir ayeti, beş ayeti, yüz ayeti… kelimesi bile kar Kur’an’ın. Hepsini hedefleyelim, üç ayetini nimet bilelim. Bir suresini de taç bilelim başımıza. Ama şunu unutmayalım; kuru bir hafızlık değil. Çünkü Müslümanlığın şartı hafız olmak değil. Müslümanlığın şartı Allah’ın kitabının önünde muhteşem bir saygıyla ayakta durmaktır. Allah’ın sözü önünde itirazsız yaşamaktır. Eğer bu, hafızlıkla gerçekleşiyorsa, ki hafızlıkla bu çok daha rahat, kolay gerçekleşiyor olması lazım, o zaman hafızlık isteriz. Ama hafızlık olmadan da nice Müslümanlar ashab-ı kiram da başta olmak üzere, hafız olmadıkları halde, onlarca sure ezber bilmedikleri halde Kur’an için canlar verdiler, Kur’an için mallarını feda ettiler; Kur’an’la yaşadılar, Kur’an’la öldüler. Hafızlık şart değil ama hafızlık muhteşem bir nimet. Peşinden koşmak lazım, kaybolunca İslam kaybolmuş değildir şüphesiz. Ama peşinden koştuğumuz sürece Allah’ın izniyle hafızlarla beraber haşrolmak mümkündür.

Nureddin Yıldız