Mektuplar

Gerçek İslam'ı Öğrenmek İsteyen İlahiyat Öğrencisine

11512
12.05.2013

Selamün Aleyküm Hocam...
Ben ilahiyat ikinci sınıf öğrencisiyim. Geçen dönem okulumuzu şereflendirmiştiniz. Öncelikle o gün için çok teşekkür ediyorum size. Ağzınızdan çıkan her kelime adeta şifa oldu gönlüme. Zaten geleceğinizi duyduğum andan itibaren sabırsızlıkla bekledim o günü. Sizi bir arkadaşım vesilesi ile tanımıştım. Kısa bir sohbetinizi dinletmişti. Bir çıkmazdan diğer çıkmaza savrulduğum o günlerde sohbetleriniz ilaç gibi geldi bana hocam. Rabbim razı olsun sizden, ve sizin gibilerden... Hocam ben İslam'ı hazır bulanlardanım. Namaz kılınan, Kur'an okunan, oruç tutulan bir evde büyüdüm, Elhamdülillah. Tüm bunlar yapılıyordu ama eksik olan bir şeyler vardı. Din denilen şey bunlardan ibaret olmamalıydı. Bu düşüncelerin beynimi kemirdiği yıllar üniversite sınavına gireceğim zamanlardı ve sürekli git-geller yaşıyordum. Babamın (Rabbim razı olsun) baskılarıyla kapanmıştım. Yine babam kızmasın, üzülmesin diye namaz kılıyordum. Ama içime sinmeyen bir şeyler vardı. Bilinçsizce başa alınan örtünün, ne okuduğunu bilmeden kılınan namazın adı olmamalıydı İslam. Aileden gelen bu kalıplaşmış bilgiler yetmemeye başlamıştı artık. Okul ortamımın dinle pek bir alakası yoktu, haftanın sadece bir saatine sıkıştırılmış ve ehli olmayan kişilerce verilen din dersleri (!) hariç. İçinde bulunduğum her ortam çok anlamsız gelmeye başlamıştı. Ta ki nerden geldiğini bilemediğim bir ses bana "madem üniversite okuyacaksın ilahiyata git, dinini adam gibi öğren!" diyene kadar. Bu karar benim için dönüm noktası olmuştu, dinimi öğrenecektim artık, tarif edilemez bir heyecan vardı. Tabii bu kararımdan vazgeçirmeye çalışan çok kişi oldu, ama Rabbim nasip edince hiçbir şey duramıyor onun önünde... En-Netice içimdeki o büyük heyecanla geldim bu şehre... Lakin o günden bu güne hiç bitmeyen ve günden güne artan hayal kırıklıkları bırakmıyor Hocam peşimi. Çok farklı beklentilerim vardı benim bu okulla ilgili, ve çoğu beklenti olarak kaldı. Geldiğinizde bilgiyi kendimizin seçip alması gerektiğini, bize zorla aşılamayacaklarını söylediniz. Hocalarımız birbirlerine tezat o kadar şeyler söylüyorlar ki, içinden 'ilim' olanı alıp onunla amel etmek çok zor oluyor. Ben şimdi ikinci sınıftayım, ve hala bilmiyorum İSLAM'ı... Bunu içim yanarak söylüyorum ama bilmiyorum Hocam. Geçenlerde Şeyh Nedvi Hazretlerini anlattığınız sohbetinizi dinledim. Gerçekten öyle bir alime ben de hasretim Hocam. Hocam sizin de bildiğiniz üzere ilahiyattan İslam öğrenilmiyor. Çok mu karamsar bakıyorum bilmiyorum ama durum bu Hocam. Şu anda okullarda sınav haftası. Yani 'not' denen öğrencilerin putunun bol bol konuşulduğu hafta. Not denen şey bu kadar önemli olmalı mı? diye düşünüyorum... Namazını, tesettürünü, ahlakını,, ilmini dert edinemeyen bu insanlar sadece dünya ihtirasını, sevgisini arttıran notu neden bu kadar dert ediniyorlar? Amele dönüştürmediği ayet ve hadisleri ezberleyip tefsir sınavından 100 almanın Rabbim katında ne önemi olabilir? Ve kul hakkı olduğunu bile bile bir ilahiyat öğrencisi Allah'ın ayetini çalmak suretiyle nasıl kopya çekebilir?... Beynimi kemiren bu sorularla bu okula devam etmeliyim bilmiyorum Hocam... Kaçmak çözüm değil belki uğraşmak çabalamak gerekiyor ama günden güne yıprandığımı hissediyorum Hocam ben... Tabii bir de ailemin bir beklentisi var benden, bu okulu bitirip elime bir iş almak. Onların rızası da çok önemli... Benim ise tek derdim hakkıyla dinimi öğrenebilmek. Dünya bana bu derdimi unutturmuştu, ama tekrar bu derdi yüreğime koyan Rabbime hamdolsun... Benim bunca şeyi yazmamanın sebebi  soracağım soruya vereceğiniz cevap bu doğrultuda olur diye düşündüm. Biraz da içimi dökmek gibi oldu... Bu noktadan sonra ben ne yapmalıyım Hocam? Dinimi hangi kaynaklardan öğrenmeliyim? Bana sırasıyla okuyacağım kitap isimleri verirseniz çok sevinirim... Hocam kısaca; ben yeniden iman etmek istiyorum... Yol gösterin, yardımcı olun, dua edin... Çok değerli vaktinizi ayırıp okuduğunuz için Rabbim razı olsun. Hakkınızı helal edin Hocam... Sabırsızlıkla bekliyorum yazacaklarınızı.

Selamünaleyküm.
Sema Kızım,
Bir orman yanarken, ağaçların hangisini yanmaz sayabilir misin? Bizim bütün olarak şerrin etkisi altında kaldığımız bir zamanda sen ve senin gibi sayısını Allah Teâlâ'dan başkasının bilmediği pek çok insan ateş tehditi altındadır. Ben de sen de, hepimiz, bütün mü'minler, bütün insanlar... Olayı bu boyutu ile görmeyenler için diyebileceğimiz bir söz yoktur ama sana söyleyeceğim çok şey var; dinlersen beni, yüreğindeki hasreti, gözlerinde tüllenen emelleri dinlemiş olursun. Sema Kızım, Sen ne ile dertleniyorsan bu ağabeyin de o dertle uykusuz kalıyor. Sen bir tek Sema değilsin; sanki yerden göğe kadar bütün boşluk Semalarla dolu gibi olan bir zamanda yaşıyoruz. Sen hasretsin, ümmetin de sana hasret hanım kızım. Diplomaya tapınmayan, dinini kendine hizmet ettirmeyen ama her şeyini dinine feda edebilen erkek ve kız Semalar ne kadar değerlidir, ne kadardır bekleniyor bilir misin? Her mü'min genç kendisini, 'ben olmazsam kimse olmaz ve ben yeterim' diye görmelidir. Böyle göremeyen küçüktür, küçük yaşayıp küçük ölmeye mahkûmdur. Senin sözlerinde, büyük yaşayıp büyük ölmeyi, büyüklerle anılmayı isteyen heyecanı görüyorum, bunu sakın kaybetme. Bu heyecan sana, herhangi bir kitap okumaktan daha çok kazandıracaktır. Dikkat et, şeytan seni heyecanında boğmasın. Abartma, aşırı olma, istişaresiz iş yapma. Bu dönem yoğun bir soru birikimi olduğu için cevabını geciktirmek zorunda kaldım. Bundan sonra yazdıklarına daha rahat cevap verebileceğimi umuyorum. Okula devam et, iffetin açısından sıkıntı oluşturmadıkça orada kal. Dersleri değil bilgiyi izle. Şahıslara takılma; ne hocalar ne de öğrenciler senin gündemin olmasın. Allah seni korusun, ufkunu geniş, emelini derin kılsın. Sana dualar ederim.

Selamünaleyküm.

Nureddin Yıldız