Yazılı Fetva

‘Eşimin Ailesine Isınamadım, Huzurumuz Kaçıyor’

17017
22.10.2014

Selamünaleyküm hocam. Kocamın ailesine bir türlü ısınamıyorum. Biz evleneli bir yıl oluyor, başlarda ufak tefek sorunlar yaşadık genelde yaşanan türden, düğün sırasında falan. Bunlardan mı diye düşünüyorum ama bunlar öyle unutamayacağım ya da sineye çekemeyeceğim sorunlar değil.
Anne ve babasına karşı çok sıcak olmasam da sorun yok, canı gönülden sevmesem de saygıyı elden bırakmıyorum. Yalnız görümcem ve teyze kızlarından hiç hoşlanmıyorum, kişiliklerimiz taban tabana zıt. Zaten teyze kızlarını ilk gördüğümde de kalbim hiç ısınmamıştı. Bayramda seyranda hep onlarla vakit geçirmek istiyorlar, ben bazen katılmıyorum bazen de ayıp olmasın diye katılıyorum onlara ama inanın ruh halim yüzüme o kadar yansıyor ki. Sonra da onlarla her görüşmemizde olduğu gibi eşimle kavga ediyoruz. Bana sen benim akrabalarımı sevmiyorsun diyor. Seviyorum diyemiyorum çünkü sevmiyorum, mahsustan sevgi gösterilerinden hiç hoşlanmıyorum. Hatta teyze kızının birine sırf kalbim ısınsın, hediyeleşmek kalpleri ısıtır diye çıkarıp en sevdiğim saati verdim ama nafile. Velhasıl benim bu durumum eşimle aramızın bozulmasına sebep oluyor ve ben bunu istemiyorum, benim yüzümden bayramlar zehir oluyor eşime de bana da. Bana bir çözüm önerebilir misiniz hocam? Küçük bir sorun gibi duruyor ama her defasında aile huzurumu kaçırıyor bu durum ve kimseye belli etmemeye çalışsak da biz sürekli kavgalı oluyoruz bayramlarda.

Aleykümselam. Bu cevabı lütfen eşinize de iletiniz. Sevgi kalpte oluşan bir histir, kanunla, emirle sevmek mümkün değildir. Bilhassa kadınlar arasında zorunlu sevgi yıkım nedenlerinden biridir. Kimse kimseyi sevmek zorunda da değildir, kavga etmeye de hakkı yoktur. Şu şekilde bir orta yol bulmalısınız, eşiniz ve siz bu orta yolla hareket ederek kurtulabilirsiniz. Aksi takdirde şeytan sizin huzurunuzu bozacak sebebi bulmuş olabilir, dikkat ediniz. Sözünü ettiğiniz akraba ile sosyal ilişkilerde dengeli ve gerekli kuralları işletin. Selam verin, selam alın. Yemek yiyin, yedirin. Hastayı ziyaret edin, sizi ziyaret etsinler. Yarım saatlik kısa ziyaretler yapın. Bunları isteseniz de istemeseniz de yapmak zorunda olduğunuzu bilin. Daha ötesine de gitmeyin. Uzun ziyaretlere gitmeyin. Bu akraba ile en az üç yıl, bir gün sürecek beraberlik, oturum yapmayın. Onlarla ilgili bir konuya girmeyin. Bunu eşiniz de yapsın, siz de yapın. Aksi takdirde kuyunuzu kendiniz kazıyorsunuz, bilesiniz.

Nureddin Yıldız