Video Fetva

Cemaat ne demektir?

6722
25.08.2010

Cemaat ne demektir?

Bir camide ikindi namazı kılmak için toplanan Müslümanlara ‘cemaat’, onların önünde o ikindi namazını kıldırmak için bekleyen görevliye de ‘imam’ denmektedir. Yani cemaat, Müslümanların namaz kılmak için bir araya toplanmış şeklinin adı, buna cemaat diyoruz; bir. İki; Üç beş Müslümanın bir maksatla bir araya gelmesi, bir şeyh efendinin, bir âlimin, bir davetçinin, bir mütefekkirin etrafında toplanıp bir fikir birliği içerisinde bulunmaları, bunların sayılarının yüz, üç yüz, beş yüz, bin, on bin'le anıldığı günlere ulaşmasına da ‘cemaat’ adı veriliyor. Onlara da ‘cemaat’ deniyor, filanca cemaat deniyor, bu da iki. Ama ne o ne bu hadisi şeriflerde geçen cemaat değildir. Hadisi şeriflerde geçen, hani bizim ‘ehli sünnet vel cemaat’ dediğimiz cemaat bunlar değil. Hangisi cemaat? -Müslümanların siyasette, ekonomide, coğrafyada, dinde bir arada bulunmalarının adıdır. Ve cemaatin başında ‘halife’ denen bir baş vardır. Müslümanlar halifeli bir toplumun bireyleridirler. Başsız Müslüman olamaz. Evet, Müslümanların yöresel valileri, coğrafi ülkeleri, bulunabilir ama Müslümanlığı temsil eden bir kurum vardır, bu kuruma ‘hilafet’ kurumu denir. Maalesef bir asra yakın zamandan beri bu, baştan yoksun vücutlar olarak yaşıyoruz ve bu acıyı taa yüreğimizin derinliğine kadar her gün hissedecek olaylar karşımıza çıkıyor. Asıl cemaat, Müslümanların bu halifesinin etrafında toplanmış; mezhep farkı, düşünce farkı, yöre farkı göstermeden, hissetmeden kelime-i tevhidin etrafında toplanmış birliğin adı ‘cemaat’tir. Ehli sünnet vel cemaat de bu demektir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin sünnetinin etrafında toplanmış, bid'atlerle uğraşmayan, sonradan çıkmış batıl, yanlış mezheplere takılmamış cemaatin adı, ‘ehli sünnet vel cemeat’tir. Müslümanların şu anda cemaati var mıdır? Maalesef biraz önce anlattığımız detayda ve anlamda bir cemaatten söz edemeyeceğiz. Hilafetin 1924'te ilga edilmesinden bu yana Müslümanlar yetim çocuklar gibi kendi başlarının çarelerine bakmak durumunda olmuşlardır. Ama bir şeyin yokluğu acıdır, onu elde etmek için uğraşmak veya o azim, o heyecanla yaşamak Allah'ın izniyle onun yokluğunun, manevi mesuliyetinden kurtarabilir. Bunun için Müslümanlar, ülkelerine göre anılmayı kabul etmemelidirler. Irklarına göre anılmayı da kabul etmemelidirler. Mezheplerine göre anılmak da doğru değildir. Müslümanlar, Rasulullah sallahu aleyhi ve sellemin ümmetidirler. Bu ümmetin bütünü Müslümanların cemaatidir.

Nureddin Yıldız