Video Fetva

Buluğ çağı belirtileri

6453
22.12.2010

Buluğ çağı belirtileri

Buluğ çağının belirtileri aslında her annenin babanın, her öğretmenin kendisinin de yaşadığı belirtiler olduğu halde heyecanlı ve tartışmalı günler olarak geçirdiği için o günleri, anne baba, öğretmen, uygulamaya geldiğinde her zaman başarılı uygulamalar yapamaz olabilirler. Bunun için anneler babalar, öğretmenler, buluğ çağı geldiğinde çocuğun, ki bu dokuz yaşında da olabilir, on, on bir, on iki, on üç, ön dört yaşlarında da olabilir, ama yoğunluk olarak 10-14 yaş arasını bu yaş şeklinde kabul etmeliyiz. Bu dönemde çocuğun ses değişikliklerinden, sesinin kalınlaşmasından; iki, çocuğun tüylenen bölgelerinde tüylenme olmasından; üç, çocuğun büyük insanlara ait konularla ilgilenme ihtiyacı hissetmesinden buluğ çağının yaklaştığını anlamalıdırlar. Yapılacak ilk iş, çocuğa buluğ çağı temizliği öğretilecektir, daha vakti gelmeden, çocuk acemi işler yapmaya cesaret etmeden, çocuk şeytana yakın çevrelerden ne yapacağını öğrenmeden… Ona çok nazik bir şekilde Allah Teâla’nın onu bir gün bebek olarak yarattığını, bebekken saçlarının ilk defa büyüdüğünü ama kadın veya erkeklik sürecine geçtiğinde, yani erkek olduğunda veya kadın olduğunda farklı yerlerinde tüyler biteceğini, bu tüyleri bir Müslüman olarak belli zamanlarda temizlemesi gerektiğini, bunun bir ayıp olmadığından, eksiklik, çirkinlik olmadığından, belki bu dönemde sivilcelerin çıkmasından, kilosunda değişiklik olmasından, birtakım fizyolojik değişikliklerden de rahatsız olmaması gerektiğinden bilgi sahibi olmalıdır. Çocuğa bu konuları konuşmaya en yakına anne baba, kimse onun diliyle yapılmalıdır. Anne baba bu görevi utanma göreviyle asla ihmal edemez. Böyle bir şeyde utanma yoktur. Dinimizde bu konular utanılacak konular değildir. Çocukla seviyeyi bozma, ciddiyeti bozma şeklinde de anlaşılmamalıdır bunlar. Bu konular dinimizin en temel emirlerindendir. Böyle bir tavizi asla şeytanın telkinleriyle biz yapamayız, veremeyiz. Çünkü çocuğun on bir yaşında on iki yaşında buluğ çağına hazırlanması gerekiyor, temizliği öğretilmesi gerekiyor da yapmıyorsak bunun bedelini yıllarca çocuk da biz de ödeyeceğiz. On dakikalık bir izah, beraber çocukla bir pastanede yapılabilecek bir muhabbet, balkonda yapılabilecek bir sevgi ortamında söylenecek sözleri yıllarca hasretle, keşke yapsaydım, konuşsaydım diye söylemekten daha iyidir sıkılmak veyahut da sıkıla sıkıla yapabilmek. Çocuklarımıza, kız çocuklarıysa hayız günlerini kesinlikle öğretmeliyiz. Bu konuyu tıp lisanından da öğretmeliyiz. Tıbben ne anlama geldiğini öğretmeliyiz, kızımı buna hazır olmalıdır. Dinen, fıkıh olarak da hayızın ne manaya geldiğini, neler yapması gerektiğini bilerek kızımız o günlere hazır olmalıdır. Artı, ve kızımız bunun bir evlilik süreci olduğunu ama bu sürecin üç gün beş gün olmadığını, belki beş yıl belki on yıl sonra evlilik noktasına geleceğini bilmelidir. Ve bir şey de kulağına küpe edilmelidir; yarın evlilik vakti geldiyse aile olarak biz buna hazırız. Bu konuda yabancı kapılara, yabancı seslere kulak açmaması gerektiğine inandırılmalıdır çocuğumuz. Erkek çocuk için de ihtilam olma, gece cünüp olma olayı iyice izah edilmelidir. Çocuğa cünüplük nedir öğretilmelidir. Ve cünüplükten sonra gusletmenin Müslümanlığın ayrıntılarından olduğunu, Müslüman olmaya ait bilgi olduğu çocuğa öğretilmelidir. Cünüplük konumunda daha âr edilecek bir konu ailenin çocuğuna cünüplük bilgisini, gusül bilgisini vermemiş olmasıdır. Cünüplük kadar ayıp, cünüplük kadar kerih bir durumdur bu. Annenin babanın utanma mazereti, iş yoğunluğu mazereti, çocuğu o günlerinde izleyememiş olma mazereti olamaz.

Nureddin Yıldız